Siyaset sahnesinde cumhurbaşkanlığı adaylığı, bakanlık ve milletvekili paylaşımları konuşulurken, geçen hafta sonu, işçi sınıfı için önemli bir kurultay yapıldı. Maltepe’deki Yaşar Kemal Kültür Merkezi’nde toplanan Sınıf Tavrı Kurultayı’nda çeşitli iş kollarından işçiler bir araya geldi.

Sınıf Tavrı Emekliler Platformu, İnşaat ve Yapı İşçileri Sendikası, Bağlantıyı Kes Hareketi, Avukatlar Sendikası, İlerici Kadınlar Derneği (İKD) ve Türkiye Komünist Hareketi’nin (TKH) bileşenler olarak yer aldığı kurulayın sloganı, isabetli bir şekilde, “Emekçilerin Yüzyılı İçin Ayağa Kalkıyoruz!” olarak belirlenmiş.

Cumhuriyet tarihindeki en büyük yoksullaşmanın yaşandığı, sağa karşı sağın alternatif gösterildiği günümüzde yapılması gereken tam da bu: Neoliberal politikaların ve sermayenin sesi olan yüzyıl vizyonlarının karşısına emekçilerin yüzyılını koymak!

BÖLÜNMÜŞLÜK VE KUŞATILMIŞLIK

Yurdun farklı yerlerinden gelen işçileri dinleyince temel sorunun örgütsüzlük ve bölünmüşlük olduğu görülüyor. Sınıf Tavrı Sözcüsü Kemal Parlak, bu konuda önemli saptamalar yaptı. Kapitalizme yönelik olarak yeni bir işçi hareketi için sınıf sendikacılığının güçlenmesi gerektiğini vurgulayarak bölünmüşlüğün nedenlerini sıraladı:

“İşçi sınıfı bölünmüş ve kuşatılmıştır. Etnik olarak, mezhepsel olarak, kamu-özel olarak, kadrolu-taşeron olarak, kadın-erkek olarak bölünmüştür. İşçi sınıfının mücadele etmesi için birliğinin bir zeminde sağlanması lazım.”

Bölünmüşlüğe dair bu gerçeği İKD Genel Sekreteri Nuray Yenil de teyit etti. Kapitalizmin sınıf siyaseti yerine kimlik siyasetini ortaya sürdüğü bu süreçte, kadın mücadelesinde İKD olarak liberal hegemonyaya karşı durduklarını anlattı.

Altını çizdiğim saptamalardan birini de Prof. Dr. İzzettin Önder yaptı. Ücret için mücadelenin kapitalizmin işine geldiğine, çünkü bunun sistemi değiştirmek için yapılmadığına, mücadelenin sadece içerideki sermayeye değil, sermayeye yönelik olması gerektiğine dikkat çekti.

TKH Genel Başkanı Aysel Tekerek’in Önder’in yaklaşımını, doğumunun 121. yılında büyük şair Nâzım Hikmet’e atıf yaparak desteklemesi çok anlamlıydı. “İşçi sınıfının ayağa kalkmadığı bir dönemde ister bir gün, ister bir yıl, ister bir yüz yıl olsun, kazananın sermaye sınıfı olduğunu; sadece ekmeği ve ücret hakkı için değil, yobazın karanlığına, yabancının roketine, paranın padişahlığına karşı da ayağa kalktığı tek bir gün dahi havayı döndürmeye yetecek, yüz yılı peşinden sürükleyecek gücün işçi sınıfında olduğunu ispat edeceğini” söyledi.

ÖRGÜTLÜ VE KARARLI BİR MÜCADELE

Kurultayda talepler doğrultusunda alınan kararlardan anlaşıldığı üzere Sınıf Tavrı, daha aktif bir rol üstlenecek, sektörel ve işyeri bazlı büyük bir örgütlenme hamlesi başlatacak.

Türkiye’nin önemli bir yol ayrımında olduğu bu seçimde emekçilerin tavrını Sınıf Tavrı Yönetim Kurulu Üyesi Erkan Kılıç’ın sözleri netleştirdi: “Sermaye ittifaklarının programlarında emekçilerin kurtuluşuna dair politikalar yok, sahte çözümlere kanmayacağız, dur bakalım bu seçim geçsin demeyeceğiz, işçilerin programını ortaya koymak için örgütlü ve kararlı bir mücadele başlatacağız.”

Unutmayın, bu mücadele yaygın ve etkili bir örgütlenme olmadan kazanılmaz!